Tarihçiler, kentin birçok kez yerle bir olduğunu veya yandığını fakat yeni şehrin küller arasından yeniden yeşerdiğini yazarlar. Likya nın başkenti olan Xanthos un adı, Likçe kitabelerde Arnna olarak geçer. Homeros, Sarpedon yönetimindeki Xanthos luların Troya Savaşına katıldıklarını yazar ki, bu olay şehrin en eski yazılı tarihine işaret eder.

Şehir, İ.Ö. 546 da Pers kumandanı Harpagos tarafından kuşatılır. Xanthos lular, kahramanca karşı koyup direnmelerine rağmen çaresiz duruma düştüklerinde, kadın ve çocuklarını öldürüp şehri ateşe vererek insansız ve harap bir şehri Harpagos a bırakırlar. Bu toplu intihardan o sırada şehirde bulunmayan 80 aile kurtulur. Kurtulanlar şehirlerini yeni gelen göçmenlerle yeniden kurarlar. İ.Ö. 475 – 450 arasında Xanthos bu kez yangın felaketi ile karşılaşır. Kazılarla da belirlenen bu yangın katından sonra şehir büyük bir gelişme göstererek batı dünyası ile özellikle de Atina ile sıcak ilişkiler kurar.

Büyük İskender in seferi sırasında Xanthos lular, Pers kumandanı Harpagos a olduğu gibi direnme göstermişler. İ.Ö. 309 dan itibaren Mısır hanedanı Ptolemaios ların, ardından birçok Likya şehri gibi Suriye Kralı III. Antiokhos un egemenliğini kabul etmek zorunda kalmışlardır. İ.Ö. 2. yy.da Likya Birliğinin başkenti olan Xanthos, İ.Ö 42 yılında bu kez Romalı Brutus tarafından yerle bir edilmiş, ancak ardından Marcus Antonius un gayretleriyle yeniden imar görmüştür. İ.S. 1. yy.da Roma egemenliği altındaki Xanthos ta İmparator Vespasianus adına tak yaptırılmış, günümüze kalmış Roma yapılarının çoğu bu dönemde inşa edilmiştir.

Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan Xanthos bu dönemde birçok yeni yapıya kavuşmuştur. Ancak 7.yy dan sonra Arap akınları şehrin terk edilmesine sebep olmuştur. 1838 de yeniden keşfedilip talan edilmesine kadar yanı başındaki Kınık ta ufak bir köy olarak yaşamını sürdürmüştür. Şehirdeki kazı çalışmaları, 1950 yılından beri Fransız arkeologlar tarafından yürütülmektedir. Xanthos un her iki akropolü de değişik örgü sistemlerinin görüldüğü sur duvarları ile çevrili olup, Likya akropolünü doğudan çevreleyen poligonal teknikteki sur İ.Ö. 4. yy.a aittir.

Güney yönündeki sur ile Eşen çayı tarafındaki surların bir kısmı, Hellenistik devirde yapılmış, düzgün bloklardan oluşur. Geri kalan surlar harçlı duvarları ile Bizans dönemine aittir. Bizans sur kalıntısının kuzeyindeki sahayı Roma devri tiyatrosu kaplar. Xanthos un en ilginç kalıntıları, tiyatronun batısında yer alır. bunlardan ilki, yüksek dikdörtgen yekpare kaide üzerindeki ölü ailesi ile yanındaki kadın gövdeli, kuş kanatlı yaratıklar olan ve ölülerin ruhlarını gökyüzüne taşıdıklarına inanılan Harpy kabartmalarına sahiptir. Bugün orijinal blokları, Biritish Museum da sergilenen Harpy Anıtı, İ.Ö. 5. yy.a tarihlenmektedir. Bu anıt mezarın yanında 4. yy.a ait diğer bir kaideli Likya lahdi yer almaktadır.

Tiyatronun kuzeyindeki kare şekilli alan ise Roma devri agorasıdır. Agoranın kuzeydoğu köşesinde, yekpare dikdörtgen gövdesinde Likya dilinde yazılmış kitabeye sahip anıt mezar yükselir. Harpy Anıtına benzer kabartmalı mezar odasına sahip olduğu düşünülen anıtın gövdesindeki kitabe, günümüze dek bulunmuş Likya dilindeki en uzun kitabe olup, Kherei adlı Xanthos lu prensin serüvenlerini anlatmaktadır.

Roma akropolünde de birçok kaya mezarı ve kaideli mezarı yan yana görmek mümkündür. Bunlardan kaidesi dışında tümü British Museum a taşınmış olan İ.Ö. 4. yy.a ait Payava lahdi en ünlü olanıdır. Xanthos un diğer ünlü anıtı ise yine British Museum da sergilenen Nereidler Anıtıdır. Günümüz kalıntılarına çıkan rampanın sağ kenarında sadece temelleri kalmış olan tapınak planlı anıt, sütunları arasındaki su perileri Nereidlerin heykellerinden dolayı bu adla anılmakta olup, İ.Ö. 4. yy.a aittir.
Xanthos Panorama